Kasnağı kırık davul gibi, akordu bozuk saz gibi nasıl da ses veriyorsunuz... Utanacak bir yüz arıyorsanız bir boy aynası alın, karşısına geçip kendinizi izleyin...
En kötüler her zaman vardır ve olacaklardır… Nitekim, soysuz olanlar, ahlâksızlar; soylu ve asil olanları tanımaz, tanıyamaz ve takdir etmeyip; asla kaldıramazlar... Çünkü bunlarda nifak hastalığı ve münafıklık sıfatları kalbi ve zihinsel, fiziksel ve komplekse bağlı sinsi, ard niyetli ve çirkin görüşlü, kasıtlı hastalık hâkimdir...
Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: “En kötüleriniz; soylu, asil, karakterli ve verimli olan insanlarda kusur arayıp onları karalayan/onlara dil uzatıp da şahsiyetlerine dokunan soysuzlardır, ahlâksızlardır.”
İçleri fitne-fesad ve haset doludur bunların, iyilikleri kamüfle ve örtbâs ederler, kötülükleri ve şerleri ise ifşa edip yayarlar, toplumun yüzkarasıdırlar, ikiyüzlüdürler...
Peygamber Efendimiz Buyurmuş ki: “Mü'min mâzur görür, Münâfık ise, kusur ve kabahat arar..!" Çünkü, "Meyve veren ağaç taşlanır..!"
İyilikleri ve güzellikleri göremeyen körlerdir, baktıklarında hep olumsuzlukları, çirkinlikleri ve eksikleri görürler, çünkü içleri sisli ve kalpleri de paslıdır...
Mutaffifin,14.ncü âyet buyurmuş ki: “Kalplerini, günahları yüzünden kir ve pas kaplamıştır, paslandırmıştır..."
Bu zihniyetteki ikilem içindeki insanlar, asla iyi insanları takdir etmezler... Ve onları hep küçümseyip tahkir ederler. Suçlarını ararlar temiz olan insanların her zaman.
Can Yücel demiş ki: “Kırıldığında insanlarla arana mesafe koy. Hissediyorlarsa yanına geleceklerdir. Gelmiyorlarsa doğru mesafeyi bulmuşsun demektir. Mesafeli olmanın en iyi yanı budur. Kararlarını sorgulayamazlar. Düşüncelerini yargılayamazlar. Ve sen izin vermedikçe, hayatına dahil olamazlar...!
İğneden ipliğe sorarlar bir gün… Ettiklerinizi önünüze koyarlar bir gün… Rabbim, şerlilerin şer ve fitnesinden bizleri korusun.
